Kriz ve onu takip eden dönemdeki ekonomi düzeni için kısa, orta ve uzun vadede bazı önerilerim olacak:
Kısa vadede, Enflasyon Hedeflemesi Rejimi uygulanmalı, buna uyumlu para ve maliye politikaları devreye sokulmalı; Merkez Bankası bağımsız bir şekilde, esnek ve etkin likidite metodunu takip etmelidir. Bunlar için bir zihniyet ve yönetim değişikliği gerekmektedir. 1994 ve 2001 krizlerinde olduğu gibi, hükümet değişikliği, sonrasında uygulanacak yeni ekonomi programları ile rahatlama sağlanabilir.
Orta vadede;
- Zararlı etkileri görülmüş Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminden Demokratikleştirilmiş Parlamenter sisteme geçiş gerçekleştirilmeli, gerekli Anayasa ve yasa değişiklikleri yapılarak, rayından çıkmış devlet mekanizması gerekli düzeltmeler yapılarak yerine konmalıdır.
- Rant ekonomisi yerine üretim ekonomisi uygulanmalı, reel sektör desteklenmelidir. Hammaddeye kolay ulaşım sağlanacak sektörlerden başlayarak, pilot sektörler belirlenerek teşvik edilmelidir. Sektörel yatırımlarentegre, organize bir şekilde üretim kümeleri halinde desteklenmeli, organize sanayi bölgeleri işlerlik kazanmalıdır.
- Planlama devreye sokulmalı, DPT yeniden işlevsellik kazanmalıdır. Plan, proje ve programlar sadece kamu bürokratları tarafından kararlaştırılıp uygulanmamalı, üniversitelerin, iş dünyasının ve onun her kademedeki temsilcilerinin, sendikaların, sivil toplum ve düşünce kuruluşlarının görüşlerini ve desteklerini alacak bir milli planlama stratejisi kurgulanmalıdır.
- Devlet genel idareden yerel yönetimlere kadar büyük bir tasarruf programı uygulamalı, uygulanması denetlenmelidir. Sayıştay’ın yetkilerini, bağımsız denetim kanallarını arttıracak kamusal denetim sağlanmalıdır.
- Sosyal Güvenlik Sistemi yeniden yapılandırılarak, yükün sadece kamunun veya sadece özel sektörün üstünde olmayacağı adil, ortak bir sistem geliştirilmeli, özel emeklilik ve sağlık sigortaları desteklenmelidir.
- Salgın dönemi ve sonrasında gıdaya erişimin zorlanması tarımın önemini bir kez daha göstermiştir. Planlama çerçevesinde tarım ve hayvancılığa yatırım, özellikle kooperatifler desteklenirken, büyük ölçekli, entegre devlet üretme bölgeleri kurulmalıdır.
- Maliye politikaları etkin kullanılmalı, gelir adaletsizliğini azaltacak şekilde vergi adaletini sağlayacak tedbirler alınmalıdır. Bugün ülkemizde %65 dolaylı, %35 doğrudan vergileri barındıran vergi sisteminde tam tersi doğrudan vergilerin payı arttırılmalı, kazançlar vergilendirilirken, kayıt dışılık engellenmeli, kayıp ve kaçakların önüne geçilmelidir. KDV gıda ve temel ihtiyaç mallarında sıfıra kadar azaltılmalı, diğer ürünlerde düşürülmelidir. ÖTV kademeli olarak sadece lüks tüketim mallarında uygulanır hale getirilmelidir. Bu yolla, halkın ekonomik programa güveni ve desteği arttırılacak, tüketici fiyatlarına yansıyacak bu düşüşler anti enflasyonist etki yapacaktır.
- Son dönemde, servet transferleri, döviz dalgalanmaları veya merkezi idare ve yerel yönetimler ihaleleri gibi yollarla edinilmiş haksız ve aşırı kazançları törpüleyecek şekilde servet vergisi devreye sokulmalıdır. Bu yolla vergi idaresi için dolaylı vergilerin azaltılmasından kaynaklanan gelir eksikliği giderilebilir.
- Ülkenin hukuk düzeni adil bir hale getirilmeli, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi sağlanmalıdır. Bu yolla ekonomik düzende sağlanacak güven ortamı ile birlikte, yerli ve yabancı yatırımcılara hukuk güvencesi verilmeli, sıcak para şeklinde gelip geçici para akışlarından ziyade, kalıcı, sürekli yatırımlar hedeflenmelidir.
Uzun vadede, sürekli eğitim çabaları ve çalışmaları ile toplum bilgi toplumu haline getirilmeli, dünyada en son yeniliklere anında adapte olacak, yaratıcı, dinamik, girişimci genç nüfus yapılandırılmalıdır. Ayrıca, vatandaşlık temel geliri uygulamasını öneriyorum. Çok teknik bir konu olduğu için uygulama şekli çok önemlidir.
Burada temel amaç, derin yoksulluğun, açlığın bu insanlar üstündeki olumsuz etkilerini giderecek şekilde, sistem tarafında kollarının bükülerek veya satın alınarak manipüle edilmelerinin önüne geçmek; toplumun en alt kesimindeki insanlara, onların çocuklarına eğitim görme, yukarı çıkma, baş kaldırma hakkını, en önemli eşitlik olan fırsat eşitliğine ulaşma şansını sağlayacak; bunu da herkese eşit temel gelir şeklinde sunacak bir ortamın sağlanmasıdır.
Mustafa Akın Özerdem
16.10.2022